Monday, January 27, 2014

Iki türlü kadın varmış. Hah koca yalan

Bakımlı/ bakımsız.

Ötesi yok. Bu kadar basit olamaz değil mi? Olmamalı! Lütfen olmasın.

Bir sürü kateqori olsun, bir sürü `iki türlü kadın`lar olsun lütfen.

İki türlü kadın olsun


İki türlü kadın vardır – renkli/ siyah-beyaz
İki türlü kadın vardır – ağzı kulaklarında fotoğraf karesi gibi/ müzede sergilenen yağlı boya tablo gibi
İki türlü kadın vardır – Juliet gibi/ Shakespear`e `Romeo ve Juliet`i yazdıracak kadar aşk yaşatan mucize gibi
İki türlü kadın vardır – kardelen gibi/ sekvoya gibi
İki türlü kadın vardır – aşık gibi/ aşk gibi
İki türlü kadın vardır – sıcak çikolatalı kek gibi/ muzlu dondurma gibi
İki türlü kadın vardır – Ankara gibi/ Milano gibi
İki türlü kadın vardır – kütüphanenin en çok sevdiğin en çok okuduğun kitabı gibi/ üzerine en önemli notlarını aldığın defter gibi
İki türlü kadın vardır – sabah uykusu gibi/ iş araları tatlı uyku kestirmesi gibi
İki türlü kadın vardır – lüks otel gibi/ sıcak köy evi gibi
İki türlü kadın vardır – annem gibi/ kızım gibi

Aslında nice türlü kadın vardır?!



Alt not: 2 odalı küçük bir ev, sıcacık, mutlu. Dışarıda bilmem eksi kaç, kar da bastırmış. Ve saat sabah 9u 14 geçiyor. Uyanıyorsun. Annenin  erkenden kalkıp hazırladığı ve şimdilerde fırından çıkacak olan poaçaların mutfaktan taşan kokusu. Ve günlerden Cumartesi. Var mı böyle mutluluk :)
İşte her şeyden öte ve de bu manzara gibi sımsıcak - sevilecek bir türlü kadın vardır!


3 comments: